Madrid, İspanyolca’nın canlı başkenti, sadece sembolik anıtları ve hareketli gece hayatı ile tanınmaz. Şehir, daha otantik ve zengin bir keşfe davet eden gizli hazinelerle doludur. Klasik turistik mekanları bir kenara bırakarak, doğanın ve sanatın buluştuğu, şehrin gürültüsü ortasında huzur veren gizli oaziler, bahçeler ve bilinmeyen parklar keşfedilebilir. Madrid’i yeni bir gözle yaşamanızı ve kültürel zenginliğini takdir etmenizi sağlayacak bu yedi beklenmedik sığınağı keşfedin.
Madrid, muhteşem İspanyol başkenti, genellikle turistlerin gözünden kaçan gizli hazinelerle doludur. Şehir sembolik anıtları ve canlılığı ile tanınsa da, herkesin sığınak bulabileceği huzur ve yeşillik alanları da sunmaktadır. İşte Madrid’i otantik ve huzurlu bir şekilde keşfetmek için keşfetmeniz gereken yedi gizli oaza.
Buen Retiro : Madrid’in yeşil akciğeri #
Popülerliğine rağmen göz ardı edilemeyecek olan Buen Retiro parkı, şehrin en büyük yeşil alanıdır ve 118 hektarlık bir alana yayılmaktadır. 17. yüzyılda oluşturulmuş bu gerçek açık hava müzesi, Madrilena halkı ve ziyaretçiler için bir buluşma yeridir. 20.000 ağacın, renkli gülistanı ve üzerlerinde kayıkların yüzerken durduğu büyük göletin arasında, Buen Retiro şehir gürültüsünden mükemmel bir kaçış sunar. “Düşmüş Melek” heykelini keşfetmek, şeytana adanmış tek heykel, yürüyüşünüze küçük bir gizem katacaktır.
À lire Dünya turu bileti: başarılı bir yolculuk için hangi durakların dahil edilmesi gerekiyor?
Arganzuela Serası: eşsiz bir botanik köşe #
Eski bir belediye mezbahasının kalbinde bulunan Arganzuela Serası, 1908 ile 1928 yılları arasında inşa edilmiş mimari bir cevherdir. 7.100 m²’lik bu bahçe, farklı mikro iklimlere yayılmış 9.000’den fazla bitki koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır, bunlar arasında kaktüsler ve orkide çeşitleri bulunmaktadır. Bu seraya girdiğinizde, her köşesinde doğal harikalar keşfetmeye davet eden büyüleyici bir botanik dünyasına taşınırsınız, bu da doğa tutkunları için idealdir.
El Capricho Parkı: bir düklüğün kaprisi #
Alameda de Osuna mahallesinde bulunan El Capricho Parkı, güzelliğin ve huzurun bilinmeyen bir oazisidir. Düşes Doña María Josefa Pimentel tarafından yaratılan bu romantik bahçe, gizemli heykeller, Bacchus pavyonu ve bir defne labirenti barındırmaktadır. Şelaleleri ve kıvrımlı yolları arasında, bu park kalabalıklardan uzak baş başa kalmak için mükemmel bir yer sunar.
Prens d’Anglona Bahçesi: gizli mücevher #
La Latina’nın eski mahallesinde gizli bir klasik hazine olan Prens d’Anglona Bahçesi bulunmaktadır. Yüksek tuğla duvarlarla çevrili bu küçük bahçe, birkaç an için kaçış sağlamak üzere huzurlu bir çerçeve sunmaktadır. Haç şeklindeki parterleri ve akçaağaç çalıları sizi canlı bir mahallenin ortasında zarafet dolu bir dünyaya götürecektir. Bahar aylarında, güller bahçeyi aydınlatarak ziyareti daha keyifli hale getirir.
Huerto de las Monjas: bir ruhsal bahçe #
Huerto de las Monjas’ta doğa ve tarih buluşuyor. 17. yüzyıldan kalma bu bahçe, rahibelerin eski sebze bahçesidir ve huzur verici bir atmosferi korumaktadır. Ortasında, bronz cherub imzalı bir çeşme bulunmaktadır; bu da bir an durup, bir kitap okumak veya sadece yeşil çevreden faydalanmak için mükemmel bir yerdir. Görünüşe göre özel, ancak erişilebilir bir yer olması, dinlenmeye ve meditasyona davet etmektedir.
À lire Yurt dışına taşınma adımlarını içeren kapsamlı kılavuz: yurtdışında başarılı bir yaşam için
Atocha İstasyonu: beklenmedik bir tropik bahçe #
Atocha İstasyonu, Madrid ulaşımının merkezi noktalarından biri olarak bilinse de, içinde yemyeşil bir botanik bahçeyi saklamaktadır. Eşsiz atriyumunun altında, tropik bölgelerden gelen 7.000’den fazla bitki keşfedeceksiniz. Bu yeşil alan, genellikle seyahatlerin telaşı ile ilişkilendirilen bir ortamda büyüleyici bir mola sunmaktadır. Şehir merkezindeki bu gerçek ekosistemde göletler ve kaplumbağalar arasında kaybolun.
Sorolla Müzesi Bahçeleri: ilham kaynağı #
Son olarak, Sorolla Müzesi Bahçeleri, ünlü empresyonist ressamın dünyasına dalmanızı sağlayacaktır. Andolu tarzı bahçesi ile çevrili, her köşe doğanın güzelliğini hayranlıkla izlemek için bir davettir. Şelaleler ve güller, Granada’daki Alhambra’yı hatırlatarak, ziyaretinize sanatsal bir sihir katmaktadır. Bu yer, hem Sorolla’nın yaratıcılığına bir selam hem de bir huzur cenneti olarak işlev görmektedir.