KISACA
|
Fransız sinemasının ilham perisi Audrey Tautou, son zamanlarda, mütevazı bir çocukluktan gösterişli ve lüks bir hayata nasıl geçtiğine dair büyüleyici hikayesini paylaştı. Son kitabında, duygusal bir şekilde hayat yolculuğundan bahsederken, kamp aracıyla yapılan tatillerin ünlülük ve lüksle ilişkisini değiştiren önemli bir başlangıç olduğunu anlatıyor.
À lire Kız kardeşler, iyi fırsatları bulmak ve birlikte maceralar yaşamak için eyaletleri geziyorlar
Kökenler ve kamp aracıyla kaçış #
Audrey Tautou, sade yaşamın ve aile değerlerinin hâkim olduğu Montluçon’da büyüdü. Bir cerrah ve bir öğretmen olan ailesi, ona güçlü değerler kazandırdı, aynı zamanda sanatsal bir dokunuş da bulundular. Çocukluğunda, kendisi için çok değerli olan kamp aracı tatillerini hatırlıyor. Bu yolculuklar, ailece paylaşılan neşe anlarıydı; şehrin gürültüsünden uzakta, çeşitli manzaraları keşfetme ve değerli anılar yaratma fırsatı sundu.
Lükse geçiş #
Audrey’nin hayatı, Amelie’nin Harika Şansı filminin büyük başarısından sonra beklenmedik bir dönüş yaptı. Aniden, ihtişam dolu bir dünyaya adım attı. Her zaman gölgede kalmayı tercih etmesine rağmen, ünlü olmanın getirdiği lüks deneyimlerle karşılaştı, bunlar ona daha önce asla hayal edemeyeceği türden deneyimler sundu.
Bir röportajında, bu değişimi ne kadar kafa karıştırıcı bulduğundan bahsetti. “Lüksü sevmeye başlamıştım” diyerek, dergilerin sayfalarında yer alan kelimelerin ve prestijli etkinliklere yapılan davetiyelerin artık günlük yaşamının bir parçası haline geldiğini fark etti. Ancak kendisi, bu yeni yaşamın kendisi için ne kadar karmaşık olduğunu da vurguladı; çünkü bu yeni hayat, mütevazı eğitiminden çok uzaktı.
Ünlülükle karmaşık bir ilişki #
Ünlülük karşısında duyduğu hem hayranlık hem de rahatsızlık, hikayesinin ana temasını oluşturuyor. Audrey, kırmızı halılarda poz verenlerden biri olmanın ve otellerin lüks ortamlarında bulunmanın heyecan verici olabileceğini kabul ediyor. Fakat çoğu zaman, bu durum onu köklerinden uzaklaştırıyordu. Kitabında, bu aniden gelen ünlülükle olan çalkantılı ilişkisini ve bununla gelen talepleri ele alıyor.
À lire Güneybatının vanlife deneyiminizi ölümsüzleştirmek için 7 vazgeçilmezi
O bu konuda bilinçli bir şekilde paylaşarak, lüks hayatın avantajlarından yararlanmış olsa da, asla bu yaşamı arzulamadığını belirtiyor. Tam tersine, daha gerçekçi bir yaşam sürmek istemekte. Audrey, bu yaşam tarzının kendisine çok da uygun olmadığını düşündüğünü belirterek, içten bir şekilde bunu dile getiriyor.
Ailede yeni bir denge #
Spot ışıklarından uzak, Audrey Tautou, medyadan uzak durmayı bilinçli bir tercih olarak seçti. Normal bir yaşam ve otantikliği arayışı, onu bir aile kurmaya yöneltti. 2019’da Vietnam’dan evlat edindiği bir kız çocuğunun annesi olarak, önceliklerini yeniden tanımladı. Son yapılan bir konferansta, anne olmanın getirdiği sonsuz mutluluğa ve bu deneyimin beraberinde getirdiği basit bir mutluluğa tanıklık etti.
Anne olma rolünü halkla paylaşmamayı tercih ettiğini ve bu özel anların gizliliğini korumak istediğini belirtti. Kızıyla geçirdiği anlar, onun yaşamının gerçek hazinesi; debelenmelerin ve şatafatın ötesinde.
Geçen yolun üzerine düşünceler #
Audrey Tautou, kelimeleriyle bizleri ünlülüğün karmaşıklığı üzerine düşünmeye davet ediyor; ihtişam ve otantikliği arayan bu iki yaşam arasında denge kurmaya çalışıyor. Hikayesini paylaşarak, yalnızca yetenekli bir oyuncu değil, arzuladığı şeyler ile çevresindeki dünyanın talepleri arasında denge arayan derin bir insan olarak da kendini gösteriyor.
Kamp aracıyla yapılan mütevazı tatillerle başlayan yolculuğu, nihayetinde lüks, ünlülük ve aile hayatı üzerine bir düşünceye dönüştü; bu da kökenimiz her ne olursa olsun hepimizin sahip olduğu deneyimlerin zenginliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.