Fransa’nın Atlantik kıyıları ile Touraine arasında yer alan Maine-et-Loire, keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir hazine! Şarap bağları, yeşil çayırlar ve muhteşem bir nehir, bu tarihi ve nefes kesici manzaralarla dolu bölgenin sahnesini oluşturuyor. Ona bir şans vermekten hâlâ tereddüt ediyorsanız, sizi Fransa‘nın bu köşesini ziyaret etmeye ikna edecek beş mükemmel neden ile tanıştıralım.
Fransa’nın kalbinde, sevimli Touraine bölgesi ile Atlantik kıyıları arasında, keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir hazine olan Maine-et-Loire bulunmaktadır. Bu bölge, sizi şarap bağları, yeşil çayırlar ve görkemli Loire nehrinin etkileyici manzaraları arasında transport eder. Bu makalede, bu zenginlik dolu bölgeyi keşfetmeniz için beş mükemmel neden sunuyoruz. Maceraya hazır mısınız?
Brissac Şatosu, Loire Vadisi’nin Gururu
O kadar büyük bir şato hayal edin ki ona Loire Vadisi’nin Cini diyorlar! Yedi katlı ve 204 odası olan Brissac Şatosu, kesinlikle keşfedilmesi gereken bir mimari sembol. Angers’in yaklaşık on beş kilometre uzağında bulunan bu şato, muhteşem bir peyzaj parkına hakim. Ziyaretiniz sırasında, bir rehber gündanlık odaları, merkezi salonları ve hatta Belle Époque dönemine ait bir özel tiyatroyu göstererek size eşlik edecek. Şarkılar söylerken, 14. Brissac Dükü’nün ailesinin hâlâ yaşadığı mahzenlerden de geçeceksiniz. Sürprizlerle dolu ve büyüleyici bir yolculuk! Şatoyu buradan ziyaret edin.
Doué-la-Fontaine Bioparkı, diğerlerinden farklı bir hayvanat bahçesi
Doğa tutkunu musunuz? O halde, dünya üzerindeki tek troglodit hayvanat bahçesi olan Doué-la-Fontaine Bioparkı‘na doğru yol alın! Doğal taşlar ve yeşillikler içinde yer alan bu 17 hektarlık park, dünyayı dört bir yanından gelen 1,800’den fazla hayvana ev sahipliği yapıyor. Burada, doğal bir ortamda hareket eden zürafalar, kurt yavruları ve birçok başka türü göreceksiniz. Doğanın güzelliği, sizi sanki bir safariye çıkmış gibi hissettirecek! Sürükleyici bir deneyim için, neden yeşillikler içinde bulunan konuk evlerinden birinde bir gece geçirmiyorsunuz? Biopark’ı buradan keşfedin.
Saumur, Gastronomi ve Atçılığın İncisi
Maine-et-Loire’de bir geçiş yapmadan Saumur‘da yürüyüş yapmadan olmaz. Loire Nehri’nin kıyısında yer alan bu şehir, UNESCO Dünya Mirası listesine alınmış olan etkileyici tarihi mirasıyla göz dolduruyor. Tüm bu güzellikleri keşfederken, bölgenin ünlü şaraplarının tadını çıkarabilirsiniz. Eğer atçılığa ilginiz varsa, Fransız süvari elite takımının eğitim gördüğü okul da burada! Saumur TrogloNature‘i kaçırmayın; burada, Pierre ve Lumière troglodit ziyareti, Mantar Müzesi ve Puygirault Bahçeleri olmak üzere üç ilginç cazibe merkezi bulunuyor. Renk ve tatların patlaması sizi bekliyor! Saumur’u buradan keşfedin.
Maulévrier Bahçeleri, Japonya’nın cenneti
Fransız dekorunun ortasında, Avrupa’nın en büyük Japon bahçesi olan Maulévrier Doğu Parkı‘nı keşfedin. 29 hektar alana yayılmış olan bu muhteşem mekan, huzura adanmış bir alan. Japon manzarasından ilham alarak tasarlanan bu bahçe, düşünce, yürüyüş ve meditasyon için bir davet niteliğinde. Bahar aylarında, kiraz ağaçlarının çiçek açışı sizi benzersiz bir güzellik dünyasına sürükleyecek; nehirler, taş bahçeleri ve bu yeşil alana eşlik eden tipik fenerlerle süslenmiş. Bahçenin büyüsüne buradan dalın.
Fontevraud Manastırı, Tarih ve Yaratıcılık Arasında
Son olarak, Fransa’daki en geniş Orta Çağ manastır şehirlerinden biri olan Fontevraud Manastırı‘na hayran kalın. UNESCO tarafından koruma altına alınmış bu manastır, Eleanor of Aquitaine’i misafir etmiştir ve kendini yeniden yaratmayı başarmıştır. Bugün, modern sanat müzesi, konserler ve bir Michelin yıldızlı gurme restorana sahip bir kültürel etkinlik alanıdır. Her taş, roman kemerlerinden ve resimli şapellerden oluşan ilginç bir hikaye anlatır. Unutulmaz bir deneyim yaşamak için burada bir gece geçirmeyi düşünün ve bu tarihi mekânın atmosferini içinize çekin. Manastır hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.